NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
هِشَامٌ ح و
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ عُمَرَ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ
مَهْدِيٍّ
حَدَّثَنَا
هِشَامٌ
حَدَّثَنَا
قَتَادَةُ
عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ قَيْسِ بْنِ
عُبَادٍ
قَالَ كَانَ
أَصْحَابُ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَكْرَهُونَ
الصَّوْتَ
عِنْدَ
الْقِتَالِ
Kays b. Ubad'dan dedi
ki:
"Nebi (s.a.v.)'irı
sahabeleri (düşmanla) savaşırken ses çıkarmayı çirkin görürlerdi."
İzah:
ŞevkânFnin de ifâde
ettiği gibi bu hadis, düşmanla savasırken lüzumsuz yere bağırıp çağırmanın,
gürültü-patırdı yapmanın, feryâdü figân etmenin mekruh olduğuna delalet
etmektedir. Çünkü savaşırken bağırıp çağırmak, düşmandan korkma ve paniğe kapılma
alâmetidir. Sessizlik ise azimlilik, kararlılık, cesaret ve metanet alâmetidir.[Şevkâni,
Neyuu'l-evtâr VII, 276]
Ancak Aliyyü'l-kârî,
savaş esnasında yüksek sesle Allah'ı zikretmeyi bundan istisna etmiştir.
Bezlü'I-Mechüd yazarı, 1528 numaralı hadisi delil göstererek harpte yüksek
sesle zikrin de uygun olmadığını söylemiştir. Nitekim bir numara sonra gelecek
olah hadiste bu görüşü te'yid etmektedir.